Diyalog: Karşılıklı taraflar arasında çatışmaları çözmeye, anlaşmaya,
uyum sağlamaya yönelik çalışma.
İnsanın çevresi ile kurduğu ilişki, belirli bir zaman ve mekan algısı çerçevesinde şekillenir. İnsanın geçmişten geleceğe uzanan zaman algısı ise yalnızca bilgi birikiminin aktarımı ile değil, aynı zamanda doğal ve yapılı çevre deneyimleri aracılığıyla da kurulur. Geçmişle gelecek arasındaki bağın kurulması ve toplum bilincinin oluşması ancak bu deneyimlerin aktarımı ile mümkündür. Modern insan, kimi zaman bunun bilincine varmış ve geçmişten gelen izleri bir değer olarak korumuş, kimi zaman da geleceğin tasarımı için bir engel olarak görmüş ve tahrip etmiştir. Doğal ve yapılı çevreye ait değerlerin aktarımı ya da aktarılamaması koruma kuramında ve uygulamalarında farklı diyalog biçimleri üzerinden tartışılmış ve tarihsel süreçte yerlerini almışlardır.
Günümüzde, ekonomik faydacılığın değerleri arka plana atması ve etkin diyalog kanallarının kurulamaması neticesinde ortaya çıkan engeller, mekan deneyiminin geleceğe aktarımında problemlere yol açmaktadır. Bu süreçte, mekana ilişkin tarihi, kültürel ve çevresel değerler hızla metalaştırılmakta ve ardından tüketilmektedir. Terkedilen geçmişin mekanları ise yıpranarak bağlamından kopmakta, ‘bize ait olmayan’ mekanlar halini almaktadır.
Buna karşın ‘koruma’ geçmiş, bugün ve gelecek arasındaki diyaloğun inşasında bir fırsat olarak ortaya çıkmaktadır. Korumada diyaloğun kurulabilmesi ise ancak, bilimsel ve etik ilkeler ışığında demokratik, etkin ve katılımcı süreçlerin inşası ile mümkündür. Bu nedenle korumada diyalog, üzerinde dikkatle durulması ve tüm boyutlarıyla disiplinlerarası bir yaklaşımla ele alınması gereken bir konu olarak önümüzde durmaktadır.